"Karbon-nötr hedefine yeşil dönüşüm ve stratejik madencilikle ulaşılabilir"
Türkiye Madenciler Derneği (TMD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, 11 Ocak 2022 tarihinde Bloomberg HT’de yayınlanan “Maden Dünyası” programında “Yeşil Dönüşümde Stratejik Madencilik” konusunda değerlendirmelerde bulundu. Paris İklim Anlaşması çerçevesinde 2050 yılı itibarı ile karbon-nötr hedefine ulaşmak istendiğini belirten Emiroğlu, “Bu hedefin başarıya ulaşmasında da yeşil dönüşüm ve stratejik madencilik büyük önem taşıyor” dedi.
Madenlerin hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten TMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, “Yaşadığımız evler, yollar, köprüler, trenler, gemiler, televizyon, cam, bilgisayar, telefon aklınıza ne gelirse maden ürünü. İnsanlığın bugünkü refah seviyesine ulaşmasının temelinde, sanayilerin hammaddesi olan madenler ve bu madenleri üreten madencilik sektörü var. Sadece hayatın akışında var olan ürün ve projelerde değil, yaşamsal önemdeki tıp ve gıda üretimi gibi sektörlerde de doğrudan ya da dolaylı olarak madenler kullanılıyor” dedi.
Özellikle son yıllarda etkisini daha fazla hissettiren iklim değişikliği ile mücadelenin itici gücünün de madenler olacağına dikkat çeken Emiroğlu, “Paris İklim Anlaşması çerçevesinde 2050 yılında sıfır emisyon hedefi var. Türkiye de anlaşmanın imzacılarından biri. Anlaşmanın temel amacı emisyon azaltımı. Küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının azaltılması hedefleniyor. Bu sayede küresel ısı artışının 2 derecenin altında tutulması planlanıyor. 2050 yılı itibarı ile de tüm gezegende karbon-nötr hedefine ulaşmak isteniyor. Bu hedefin başarıya ulaşmasında da yeşil dönüşüm ve stratejik madencilik büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Bu yıl kurulu güç artışında güneş ve rüzgar ön planda olacak
İklim kriziyle mücadelenin en önemli araçlarından birinin yeşil enerji kaynaklarının kullanımı olduğunu söyleyen Emiroğlu, Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki kurulu gücünün de her geçen gün arttığını kaydetti. Emiroğlu, şöyle devam etti: “Şu anda toplam kurulu gücümüzün yüzde 54’ü yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. Türkiye'de bu yıl elektrik üretim kapasitesine yönelik büyüme planlarında rüzgar ve güneş enerjisi başta olmak üzere temiz enerji kaynakları başrolde olacak. Türkiye'nin mevcut 99.819 megavat olan elektrik kurulu gücünün bu yıl sonu itibarıyla 102 bin 423 megavata ulaşması bekleniyor. Yani bu yıl kurulu gücümüzde yaklaşık 2 bin 600 megavatlık bir artış olması planlanıyor. Bu artışın önemli bölümünün rüzgar ve güneş enerjisinden gelmesi öngörülüyor.”
Madenler yenilenebilir enerjide kritik rol oynuyor
Hem dünyada hem Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına hızlı yönelimin madencilik sektörünün önemini daha da arttırdığına işaret eden Emiroğlu, “Çünkü madenler yenilenebilir enerjide de kritik bir rol oynuyor. Örneğin, kıyı tipi bir rüzgâr tribünü tesisinde bir doğal gaz temelli elektrik santralinden 8 kat daha fazla madene ihtiyaç duyuluyor. Açık deniz rüzgar santrallarında ise eşdeğer bir gaz santraline göre 12 kat daha fazla madene ihtiyaç var. Madencilik çalışmalarının gelişmesi ve güvenli tedarikinin sağlanmasıyla yenilenebilir enerji alanında fark yaratmak mümkün” diye devam etti.
Önümüzdeki yıllarda kobalt, nikel ve lityuma talep 10 kat artacak
Öte yandan son yıllarda tüm dünyada elektrikli araçlara büyük bir talep olduğunu ifade eden Emiroğlu, şunları söyledi:
“Küresel otomobil satışlarının Covid-19 salgınından dolayı yüzde 16 düştüğü bir ortamda, trafiğe kaydı yapılan elektrikli otomobil oranı 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 41 artış gösterdi. Dünya genelinde de 3 milyon elektrikli araç satıldı. Elektrikli otomobiller için de madenlerin çok önemli bir payı var. Elektrikli araçlarda normal fosil yakıtlı araçlara göre 5 kat daha fazla maden kullanılıyor. Yeşil dönüşümde madencilik sektörü gerçekten hayati öneme sahip. Özellikle yeşil gelecek gündemi ile öne çıkan elektrikli araçların 2040’a gelindiğinde küresel otomobil pazarının yüzde 58’ini oluşturacağı öngörülüyor. Ortalama 1.5 ton ağırlığa sahip geleneksel bir otomobilde 5 ton maden kullanılıyor. 2 tondan fazla demir-çelik cevheri otomobile 1 ton olarak giriyor. 1 tondan fazla bakır cevheri kullanılıyor ve 10 kilosu otomobilde kullanılıyor. 500 kilogramlık kurşun cevherinin sadece 10 kilogramı, 300 kg’lık çinko cevherinin 8-10 kg’ı, 80 kg cam kumundan ancak yarısı otomobilde kullanılıyor. Yine 250 kg’lık oksit cevherinden ancak 60-70 kg’lık bölümü arabaya giriyor. Öte yandan, bir elektrikli araçta 54 kilogram grafit kullanılıyor. Bunun yanında 63 kilogram nikel, 22,5 kilogram kobalt, 80 kilogram lityum; pil ve batarya için ise ayrıca 63 kilogram lityum gerekiyor. Önümüzdeki dönemlerde kobalt, nikel ve lityumun da aralarında bulunduğu batarya metallerine talebin 10 kat artacağı öngörülüyor.”
Türkiye’nin stratejik madenlere özel önem vermesi gerekiyor
Nikel, lityum, kobalt gibi stratejik madenlerin önemli bir bölümünün dünyadaki birkaç ülkenin elinde toplanmış olmasının bazı endişeleri de beraberinde getirdiğini anlatan Emiroğlu, “Dünya çapındaki üretimin önemli bölümünün sınırlı sayıdaki ülke tarafından yapılması, küresel pazarı, bu ülkelerdeki doğal afetlerden askeri darbelere kadar değişen olaylara karşı savunmasız bırakıyor. Tam da bu nedenle Türkiye olarak stratejik madenlerimize özel bir önem vermemizin gerekliliği ortaya çıkıyor” dedi.
Nadir toprak elementlerine ihtiyaç hızla artıyor
Emiroğlu, son dönemde dünya çapında kullanım alanları ve önemi oldukça artan, stratejik konumda bulunan nadir toprak elementlerine olan talebin, önümüzdeki yıllarda mıknatıs üretimi, elektrikli araç ve savunma sanayisinde kullanılmasına paralel olarak artacağının hesaplandığına dikkat çekti. Bu maden ve mineral türlerine gelecekte altı kat daha fazla ihtiyaç duyulacağını ifade eden Emiroğlu, şöyle devam etti:
“Nadir toprak elementleri başta elektrikli araçlar olmak üzere rüzgâr türbinleri, nükleer enerji, havacılık teknolojisi, fiber optik kablolar, güneş panelleri, bilgisayar ve cep telefonları gibi pek çok üründe kullanılıyor. 2022 yılında ve devamında sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm çok daha ön planda olacak. Yeşil enerji dönüşümünde stratejik madencilik faaliyetleri kritik öneme sahip. Dünya genelinde temiz enerji dönüşümünde bakır, lityum, nikel, manganez, kobalt, çinko ve nadir toprak elementleri gibi birçok maden ve minerale daha fazla ihtiyaç duyulacak. Bu da madencilik sektörünün önemini ve vazgeçilmez konumunu bir kez daha gösteriyor. Yeşil bir gelecekte madenciliğin önemli bir rolü ve payı bulunuyor. Türkiye Madenciler Derneği olarak, biz de sürdürülebilir bir gelecek için insana ve çevreye öncelik veren, sorumlu madencilik uygulamalarıyla çalışıyor; ülkemize değer katıyoruz.”
Programı izlemek için tıklayın: https://www.youtube.com/watch?v=Ud5MMjiNt5M